Merhaba Sevgili Diyetseverler! Sizlere biraz kendimden bahsedeyim. 2014 yılında Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü’nden şeref öğrencisi olarak mezun oldum. Üniversite eğitimi süresince, Hacettepe Üniversitesi Erişkin Hastanesi onkoloji, nutrisyon destek, poliklinik ve dahiliye bölümlerinde hastalıklarda yetişkin beslenmesi, Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yetişkin beslenmesi; Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı ve Hastalıkları Eğitim Araştırma Hastanesi’nde anne ve çocuk beslenmesi; Hacettepe Üniversitesi İhsan Doğramacı Çocuk Hastanesi’nde çocuk beslenmesi; Türk Hava Yolları Turkish Do&co Yemek Firması ve Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri mutfağında ise kurum beslenmesi üzerine stajlarımı başarıyla tamamladım.

Mezun olur olmaz, Hacettepe Üniversitesi’nde, yüksek lisans eğitimime başladım. Bu süreçte 2 yıl boyunca araştırma görevlisi olarak çalıştım. 2017 yılında Obezite Cerrahisi alanında yapmış olduğum yüksek lisans eğitimini “Bariatrik Cerrahi Hastalarında Beslenme ve Davranış Tutumu Üzerine Ölçek Geliştirme” adlı tezimi tamamlayarak “uzman diyetisyen” ünvanını aldım. Bu süreçten başlayarak birçok tüp mide ameliyatı olmuş hastaya obezite cerrahisi süreçlerinde beslenme danışmanlığı verdim. 2018 yılında Bahçeşehir Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak akademik kadroda yer aldım ve beslenme dersleri verdim. 2018 yılında Gazi Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik alanında başlamış olduğum doktora eğitimimi tamamlamak üzereyim. Doktora çalışmam tüp bebek tedavisi alanında, infertil hastalar ile çalışıyorum. Ayrıca doktoramı Gıda Katkı Maddeleri konusunda öncelikli alanlardan birinde gerçekleştirmenin mutluluğu içerisindeyim. Eğitim hayatımın başından bugüne dek çok sayıda kongre, seminer, çalıştaya sözel ve poster bildiriler ile katıldım. Obezite Cerrahisi Diyetisyenliği, Onkolojide Beslenme sertifikalı kurs programlarının yanısıra akademinin hep içinde olmam ile birçok farklı alanda beslenme eğitimlerine katılma şansına eriştim. Çalıştığım üniversitelerde “Yaşlılarda Beslenme” konulu sempozyumların düzenlenme komitesinde ve konuşmacı olarak görev aldım. Ayrıca otizm ve beslenme alanında Gazi Üniversitesi bünyesinde kurulan GEBAM’a ilişkin çalıştaylara katıldım.

Bugün hala akademik alandaki çalışmalarım devam ederken, bir yandan sağlıklı beslenme ve online beslenme danışmanlığı hizmeti sunmaktayım.

Bu sitede, çok severek ve çok isteyerek seçtiğim bu mesleğe ilişkin edindiğim bilgileri sizlerle paylaşmayı hedefledim. Beslenmeniz konusunda online diyet danışmanlığı almak isterseniz, dytececelik@gmail.com adresine mail göndererek bana ulaşabilirsiniz.

Aşağıda, beni anlattığını düşündüğüm, kendi kalemimden bir öykü bulunmakta, bir uçurtma öyküsü… Ancak ben, herkesin bu öyküde kendinden bir şeyler bulabileceğini düşünüyorum. Çilek tadında günler diliyorum.

Sevgiyle kalın…

Uzman Diyetisyen Ece ÇELİK ATALAY

Bir Uçurtma Öyküsü

‘’Sıkı tut! Sakın bırakma.‘’ dedi babam. Sıkı sıkı tuttum ben de; o gün bu gün hiç bırakmadım. Başımı kaldırıp gökyüzüne baktığımda yüzlercesi vardı. Sarısı, kırmızısı, mavisi, alacalısı, sonra süslü kuyrukları adeta rüzgârla dans ediyordu. Görmeye değer bir manzaraydı. Uçurtmaları severdim ama asıl sevdiğim uçmaktı sanırım… Tevekkeli değil kaç gece rüyamda semada süzüldüğümü görmüştüm. ‘Sanıyorum ki en sevdiğim hayvanlar, bu yüzden kelebekler…’ Şimdi anlıyorum ki benim sevdiğim şey özgürlükş.

Neyse, çevremde bir sürü insan vardı, çoğu benim yaşlarımda yanlarında da ebeveynleri… Ve tabi o kadar insandan çıkan ses, çocuk kahkahaları, ağlayıp zırlamaları, büyüklerin azarlamaları… Tam o sırada yanımdaki çocuk ipi kaçırıverdi elinden, denedi ama yakalayamadı. Uçurtma yalpaladı sonra da düşüverdi. Neden sonra ağlarken gördüm çocuğu; uçurtması kırılmıştı. Dizginleri elinden hiç bırakmamalıydı hayatta, kontrolü kaybederdin, sonra da paramparça olurdu sahip oldukların…

Uçurtmayı çok iyi idare ediyordum ancak benimkinden daha yüksekte olanlar vardı. Çok hırslı bir çocuk değildim, hoş şimdi de değilim. Yine de o gün gözüm yükseklerdeydi. Babam fark etmiş olacak ki ipinden tutup çekmeye başladı. Feryat ettim, benim yükseklere çıkmasını istediğim uçurtma şimdi daha da alçaktaydı. Babam açıkladı: ‘’ Yükseklere çıkmasını istiyorsan ipe asılman, aşağıya çekmen gerekir; ne kadar çok asılırsan o kadar yükseğe çıkar uçurtman.’’ Haklıydı. Sadece uçurtmalar için değil her şey için doğru değil miydi bu tez? Oku en ileriye göndermek için yay son raddeye kadar geriye çekilmez miydi? Hayat hep buydu aslında, bir atılım için önce birkaç adım geriye gideceksin. Hayata asılmak gerekti. Söz dinleyen bir kızdım, hala asılıyorum ipe. Babam ipi bıraktığı anda uçurtmam öyle yükseldi ki ondan yüksekte sadece bir tane uçurtma kaldı. Onu da geçelim istedim ama uçurtmanın ipi ancak bu kadarına el veriyordu. Bu da başka bir kuraldı işte; bazen siz elinizden geleni yaparsınız ama sizin dışınızdaki koşullar hedefinize ulaşmanıza engel olur ama asıl önemli olan ’’Ben elimden gelenin en iyisini yaptım.’’ diyebilmektir.

Uçurtma uçurabilmek için rüzgarla savaş, ona diren, vardığın yüksekliği kabullen… Mutlu olmak için, savaş, diren, kabullen… Yaşamak için, savaş, diren, kabullen… Uçurtma uçurmak yaşamın bir parçası, aynı zamanda da özetiydi; geri kalan her şey gibi…

Çok zevkliydi uçurtma uçurmak. O gün düşündüm: İpe bağlı bir tahta parçası, tamam renkli falan, güzel görünüyor da tam olarak neydi insanı bu kadar mutlu eden? Cevap bulamadım. Şimdi şöyle düşünüyorum o gün gökyüzünde ne kadar uçurtma varsa o kadar da insan vardı aslında. İnsanlar uçurtmalarıyla özdeşleşmişlerdi. Bu yüzden yaptığımız yemeğin beğenilmesini bekleriz, bir sanatçı sanat eserine övgü bekler. İnsan dokunduğu, yarattığı şeyle özdeşleşirdi, aslına bakarsanız insan biraz da dokunduğu şeydi

Gökte uçan uçurtma, aslında onu uçuran kişidir. Uçurtmaları bu yüzden seviyoruz. Kelebekleri sevişim de bundan…

Bu kurmaca bir öykü, öykü denilebilirse tabi… Aslına bakarsanız hiç uçurtma uçurtmadım ama uçurtma olmuşluğum çoktur. Çünkü bence hayat, ipi tutan el olmaktan çok ipin ucunda olmakta saklı. Uçurtmanızın hep en yüksekte olması dileğiyle…

(Danışanlarıma ithaf edilmiştir.)

Uzman Diyetisyen Ece ÇELİK ATALAY