Kategori: Konu Dışı

Bekleyişler, Düşler ve Derin Dalışlar – Hoş mu geldin 2025Bekleyişler, Düşler ve Derin Dalışlar – Hoş mu geldin 2025

Ümit ediyoruz. Her yıl bir sonraki yılı bekliyoruz. Hoş geldin diyoruz. Hoş geldin iki bin bilmem kaç. Ben demiyorum, bundan sonra Hataylıları örnek alacağım misafiri uğurlarken “hoş geldin” diyorlar. Öyle ya, daha karşı taraf ağzını açmadan nereden bileceğiz, hoş mu gelmiş? Umarım hoş gelmişsindir 2025. Bir hoş geldin borcum olsun

Satır Arası – Sartre’nin BulantısıSatır Arası – Sartre’nin Bulantısı

Yetersizlik duygusu baştan ayağa kadar uzanan siyah bir cüppe gibi. Siyah bu duygu için fazla iddialı, belki bir çürük yeşili. Bir bulantı geldi ve yerleşti, Sartre’nin Bulantı’sı. Belki de okuduklarımız her şeyden daha çok işliyor bize. Hayat sürekli aynı yerden sınava sokuyor ve biz sorunun cevabını hala öğrenemedik. Çünkü bazı

İyi ki doğdum! -Var Olmanın Dayanılmaz Hafifliği-İyi ki doğdum! -Var Olmanın Dayanılmaz Hafifliği-

Hayatım boyunca yaşlanmaktan yana bir endişem olmadı. Makul çözüm yolları yoksa, bence bir sorun da yoktur. Aynı sebeple, yok-yaz-gelsin-aman-kış-gitsinciler ile bu-yıl-bitsin-yenisi-gelsin-artıkçıları hiç anlamam. Değişmesi, önüne geçmesi imkansız olanı sorun etmemeli. Zaten yeterince dert var, çözebileceklerinize odaklanın. (Kışı da sevin yazı da. Yeni bir yıla da siz kendi kafanızda giriyorsunuz, evren

Boş SalıncakBoş Salıncak

Boş bir salıncak gibiyim. Olmak istediğim yer ile olduğum yer arasındaki boşluk hiç bu kadar kendini hissettirmemişti. Bir şeylerin olması için o kadar uzun süre beklemişim ki kuytularımı örümcek ağları sarmış. Kıvrımlarımı yosun tutmuş. Uyuşup kalmışım ve her hareketim batıyor. Olmak istediğim yer, sahi neresi orası? Belki de sorun budur.

Hangi çağdayız? Dışı Güzel İçi Çürük Domatesler ÇağıHangi çağdayız? Dışı Güzel İçi Çürük Domatesler Çağı

Yazmadığım, aklıma geldiği anda yazmadığım, her ana kızgınım. Düşünceler turşu değil ki kurduğumuz yerde durup bizi beklesinler. Bir an oradalar, sonra puf! İnsan aynı hatayı yapa yapa sonunda öğrenir sanıyorsun. Sahte dünyalardan yıldım. Sürekli gülümseyen yüzler, hiç mi kötü gününüz yok? İyi ama kötü gün olmasa, iyi olduğunda gülümseyemez ki

Satır Arası – Pencereden Bakma GünleriSatır Arası – Pencereden Bakma Günleri

Satır Arası – Pencereden Bakma Günleri   Göğsümün tam ortasına oturan taşın nedeni, karantina günlerinde eve tıkılıp kalmış olmamdan mı yoksa uzun zamandır yazmayışımdan mı? Yoksa, tüm bu buhranın nedeni sadece sirkadiyen ritmimin alt üst olması mı? Saat altı. Kuşlar uyandı, bense daha hiç uyumadım. Dediğimi yapın yaptığımı yapmayın olur

Satır Arası – Alışkanlıklar, Acı biber ve diğer şeylerSatır Arası – Alışkanlıklar, Acı biber ve diğer şeyler

Satır Arası – Alışkanlıklar, Acı biber ve diğer şeyler Kendini tanımak, ne istediğini bilmek, ihtiyaçlarının farkına varmak seni özgürleştirir sanıyorsun. Oysa bazen özgürleşmek sende başlasa da seninle bitmiyor. Karşındakinin kafasından geçeni bilmen gerekiyor. Eli kalem tutanları seviyoruz, söze dökemeyince yazıya dökmek ne hoş. Sessizlik Cehennem Neden deme, kendime sözüm var,

Ağaçlar da ilerler, hangi pencereden baktığınıza bağlı – 2022Ağaçlar da ilerler, hangi pencereden baktığınıza bağlı – 2022

Ağaçlar ve nafile çabaları… Asla gökyüzüne dokunamayacaklar ama yine de hiç pes etmeden göğe doğru yükseliyorlar, birbirlerinin önüne geçmeden üstelik*, hepsi yalnız kendiyle ilgili. Ağaçlar hiç durmadan uzarken, ben yerimde sayıyorum. Yerimde mi sayıyorum? Etrafımdaki herkes ve her şey benimle gelirken, ilerlediğimi nasıl söyleyebilirim ki? İlerlemek için bir şeyleri geride

Saramago’nun Körleri ve Pembe Gözlüklü PollyannaSaramago’nun Körleri ve Pembe Gözlüklü Pollyanna

Bazı muhteşem şarkıların, bu kadar az alıcısının olduğunu görünce insanlar gözümde daha da… Bilmiyorum doğru kelime ne?  Güzeli takdir edemeyen, estetik anlayıştan yoksun olan, baktığını göremeyen, duyduğunu işitmeyen. Saramago’nun körleri… Güzellik bakan gözde ise şayet, bu hepinizi çirkin yapar. Neden bu kadar uzağa gittim bilmiyorum, şarkılara gelene kadar… Baktığınız yerdeki

Uğultulu Tepelerde Kırmızı Kurnaz TilkiUğultulu Tepelerde Kırmızı Kurnaz Tilki

“Uğultulu tepelerde dolanan bir kurnaz tilki varmış. Yıldızlara dolarmış, düşmüş.” Romanların bazı karakterlerini anlamak mümkün değil, yazarları onları sevilmesinler diye mi yazmışlar. Acaba bu yazarın hangi yönü? Rüzgâr camları öylesine uğuldatıyor ki Heathcliff az sonra, ben geldim, diye camı tıklatabilir. İyi bir yaza”n” bu sesi Zavallı Cathy’nin yakarışına benzetirdi ama